Çoğu insan hayatını paylaşacak ve onları sevgi ve şefkate boğacak birilerini arayarak yaşar. Bununla birlikte, bazılarımız bu tip duygusal bağlılıklardan kaçınır. Onlar için sevgi ve bağlılık; mutluluk ne neşeden ziyade büyük bir anksiyete kaynağıdır. Bu mantıksız ve nedensiz sevme ve sevilme korkusuna filofobi denir.
Kelimenin kökeni Yunancada “sevmek” ya da “sevgili” anlamına gelen “filos”tur. Filofobi olan bir insan romantik ilişkinin yanı sıra her türlü bağlanma ve duygusal ilişkiden kaçınır. Aşktan duyulan bu korku duygusal bir engel teşkil etmez; ancak fiziksel belirtilere sahip olabilir ve kişinin yaşamı boyunca anlamlı ilişkilerden kaçmasına neden olabilir.
Filofobi en ilginç fobilerden biri olarak görülmektedir. Hoş, filofobiden muzdarip olduğu düşünülen en ünlü tarihi vakalardan biri de 16. Yüzyıl İngiltere kraliçesi I. Elizabeth’tir. Evliliğe ramak kalan birkaç ciddi ilişkisi olmuştur ama hiçbir ilişkisnin o noktayı geçmesine izin vermemiştir. “Bakire Kraliçe”nin kendine dalkavukluk etmek isteyen seçkin erkeklerden oluşan uzun bir listesi vardır. Ancak, o hiçbirini istememiştir. Hatta “Evli bir kraliçe olmaktansa bekar bir dilenci olmayı tercih ederim.” diye ünlü bir sözü bile vardır. O dönemlerde kadınlar başkalarına muhtaçtır ve ikinci plana atılmışlardır; ancak Kraliçe Elizabeth buna izin vermemiştir. Birçok yönden oldukça güçlü bir kadındır; ama görünen o ki aşk ve evlilik onu korkutmaktadır.